- şikâyet eden
- adj. whining
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
MÜTEŞEKKİ — Şikâyet eden, sızlanan, şikâyetçi, teşekki eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEZALLİM — Şikâyet eden şikayetçi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
şekvacı — sf. Şikâyet eden, yakınan Vali ve vezirlerin bundan resmen şekvacı olduklarını tarih kitaplarımız yazar. B. Felek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller şekvacı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şikâyetçi — is. Sızlanan, sızıltısı olan, yakınan, şikâyet eden kimse Üzgündü hatta dertliydi ve buna sebep onlarmış gibi şikâyetçi bir edası vardı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
GAMMAZ — Birisine iftira ederek zarar veren. Münafık, fitneci. * Adamın ayıplarını arayıp gizli şikâyet eden. * Tersane kethüdalarına mahsus altı çifte kayık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GİLLE-MEND — f. Şikâyet eden, halinden memnun olmayan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HELU' — Sabrı az, hırsı çok olan. Sabırsız olup her halini halka şikâyet eden insan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUTAZALLİM — (C.: Mutazallimîn) (Zulm. den) Kendisine yapılan haksızlık ve zulümden şikâyet eden, sızlanan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜSTEMEND — Gamlı, kederli, mahzun. * Şikâyet eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SABİR(E) — Tahammül eden, sabreden, bekleyen. Zorluğa karşı göğüs geren, hâlinden şikâyet etmeyip acı ve sızıya katlanan. Belâ ve musibete karşı şikâyet etmeyip Allah a (C.C.) şükreden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sızlanmak — nsz Kendine yapılan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallum etmek Geldiği saatten beri bana biraz kuru… … Çağatay Osmanlı Sözlük